Aras Ören
NE YAPMALI?
NE YAPMALI?
Hangi adamlardı, bu biçim
sokaklar yapmışlar? Bu evleri,
bu birbiri içinden çıkan duvarları,
birbiri üstüne devrik bu damları,
damların altında uykulu pencereleri
yol kenarlarındaki su tulumbalarına bakan?
Kimlerdi onlar, kazmalar küreklerle,
cetvellerle, bütün bunları yapanlar?
Kendileri için olduğunu bilselerdi
mutlak başka yaparlardı: açınca pencereleri,
dolardı gökyüzü içeri şıngır mıngır... Ya da
yeşil bir deniz, misk kokulu çiçekler,
el kadar kelebekler ve tarifsiz bir sükûn
insanın içini ısıtan
huzurdan.
Naunyn Sokağı'na bakan evlerin
öncepheleri, kıçını sana çevirmiş,
sağır transport işçileri gibidir ki;
taşıdıkları yükün pek ağırlığına aldırmayan.
Arka avluya çıkınca ilk
duyarsın, tadarsın, koklarsın
işte havada yatan şeyi.
Burada - yalnızlığın seni daha bir sardığı
yeni konutlu mahallelerde değil de burada -
daha çabuk anlarsın
bir sınıfın yaşadığını
ki toplumsal kuralları kırıp bozup,
ki yeniden kuracak olan.
İşte havada yatan bu şey,
bütün o ekşi küf kokularını bastırır
genzini yakan.
[...]