Paal-Helge Haugen

norveščina

Orhan Tekelioğlu

turščina

Meditasjon XIX

Brannrestar. Svidd dag. Ein ørken
stor som kroppen. Skifer-
sjel. Språket myldrar fram
før det vender seg
og teier

Det finst eit hemmeleg rom
mellom dagane, ei sjakt
ned mellom glatte veggar
eit sug mot botnen
Det finst ei kodemelding
skriven på innsida av augnelokka

Underlege maskinar om natta
meiningslause drivverk
og hjul, historien
står med halvopne dører av tungt metall
Ein tom fabrikkhall, eit ekkorom
ein låg slepande lyd
når restar og avfall blir fordelt
i syrebad, i slamkammer

Kom ikkje med denne kalken
denne oppslemma drikken, den bitre
kornete væska: smaken
av det som kan kome

Vi går ikkje for nær
Vi held ein avstand vi trur
gjer oss uskyldige
Vi har perfeksjonert
grensedraginga sin kjølige mekanikk
Dessutan er det altfor seint
eller altfor tidleg
Vi treng ingenting lenger

Alt er strålande byggverk
av sand av oske
Ein tilbakekalla profeti
Utopiens katastrofer
Gamle barn med augo til barbarar

© Paal-Helge Haugen und J.W. Cappelens Forlag a.s
Iz: Meditasjonar over Georges de La Tour = Meditationen über Georges de La Tour: Gedichte norwegisch-deutsch
Münster: Kleinheinrich, 1993
ISBN: 3-926608-75-7
Avdio produkcija: 2006, M.Mechner / Literaturwerkstatt Berlin

Meditasyon XIX

Yangın artıkları. Kavrulmuş gün. Bir çöl
gövde kadar büyük. Kayrak taşı
ruh. Öne doğru devinir dil
kendine dönmeden
ve susar.

Bulunur bir gizli oda
günlerin arasında, bir boşluk
kaygan duvarlar arasından aşağıya
dibe doğru bir iççekiş
Bulunur bir ileti kodlanmış
yazılı içinde gözkapağının.

Tuhaf makinalar gece vakti
manasız güç aktarımı
ve tekerlek, tarih
durur ağır metalin yarı açık kapılarında
Boş bir fabrika salonu, bir yankı odası
hafif bir ses çekilen
artık ve çöp birbirinden ayrıldığında
asit banyosunda, yanma odasında.

Bana bu kireçtaşıyla gelme
bu atıksudan içecekle, bu kekre
topraklı sıvıyla: olabilecek olanın
tadında

Çok yaklaşmayız
Mesafeyi koruduğumuzu düşünürüz
masum kılar bu bizi
Mükemmelleştirdik
soğutma işleminde sınır koymanın
Her şey için çok geç üstelik
ya da çok erken
Yok ihtiyacımız bir şeye

Gösterişli yapılar hepsi
kumdan, külden
Bir kehânet kendini hatırlayan
Felaketleri ütopyanın
Yaşlı çocuklar barbarları gözleyen

Çeviri: Orhan Tekelioğlu