Stefania De Lucia 
Translator

on Lyrikline: 2 poems translated

from: uzbeščina, katalonščina to: nemščina, turščina

Original

Translation

*** [Ҳар кун]

uzbeščina | Azam Abidov

Ҳар кун,      
Юрагимда инжа интиқлик,                                         
Бўйнимга осилар соғинч қўллари,
Ҳорғин боғчаларда унар тиниқлик,
Кутиб сарғаяди умрим йўллари.
Кўзимга инади баҳорий анвор,
Бағримни тўлдирар ойдин тазарру.
Бунчалар лазиздир олами асрор,
Ҳаёт қандоқ азиз, умр – табаррук!
Ҳар кун,
Бир илиқлик туғилар дилда,                                       
Самони қучмоқчи бўлар имконим,                          
Келишинг муқаррар эканин билгач
Минг йил кутмоққа ҳам розиман, жоним!

© Azam Abidov
Audio production: Azam Abidov

*** [Jeden Tag]

nemščina

Jeden Tag
hab ich ein leises Sehnen im Herzen,
und sehnende Hände im Nacken,
Klarheit wächst in den öden Gärten
Meine Lebenswege verblassen.
Frühlingslichter pflanzen sich in meine Augen,
Blanke Reue füllt meine Brust,
Diese Welt, so süß und geheimnisvoll,
Dieses Leben, so wunderschön und lebenswert!
Jeden Tag
erfüllt Wärme mir die Seele,
möchte ich den Himmel umarmen,
Solang ich weiß du kommst gewiss,
werd ich tausend Jahre auf dich warten!


Vaig arribar en aquell poble...

katalonščina | J.V. Foix

VAIG ARRIBAR EN AQUELL POBLE, TOTHOM ME SALUDAVA I JO NO CONEIXIA NINGÚ; QUAN ANAVA A LLEGIR ELS MEUS VERSOS, UN DIMONI AMAGAT DARRERE UN ARBRE, EM VA CRIDAR, SARCÀSTIC, I EM VA OMPLIR LES MANS DE RETALLS DE DIARIS

¿Com se diu aquest poble
Amb flors al campanar
I un riu amb arbres foscos?
On he deixat les claus...

Tothom me diu: —Bon dia!
Jo vaig mig despullat;
N’hi ha que s’agenollen,
L’altre em dóna la mà.

—Com me dic!, els pregunto.
Em miro el peu descalç;
A l’ombra d'una bóta
Clareja un toll de sang.

El vaquer em deixa un llibre,
Em veig en un vitrall;
Porto la barba llarga,
—Què he fet del davantal?

Que gent que hi ha a la plaça!
Em deuen esperar;
Jo que els llegeixo els versos,
Tots riuen, i se’n van.

El bisbe em condecora,
Ja els músics han plegat.
Voldria tornar a casa
Però no en sé els topants.

Si una noia em besava...
De quin ofici faig?
Ara tanquen les portes:
Qui sap on és l’hostal!

En un tros de diari
Rumbeja el meu retrat;
Els arbres de la plaça
Em fan adéu-siau.

—Què diuen per la ràdio?
Tinc fred, tinc por, tinc fam;
Li compraré un rellotge:
Quin dia deu fer el Sant?

Me’n vaig a la Font Vella:
N’han arrencat els bancs;
Ara veig el diable
Que m’espera al tombant.

© Fundació J.V. Foix
from: On he deixat les claus
Barcelona: Edicions L’Amic de les Arts, 1953
Audio production: Fundació J. V. Foix

O kasabaya vardim, selâmladi herkes beni ve ben hiçbirini tanimadim. Birkaç dize okuyacağim sirada, bir ağacin arkasina saklanan şeytan, alayci bir tonla seslendi bana ve gazete kupürleriyle doldurdu ellerimi.

turščina

Adı ne bu kasabanın
Çan kulesinde çiçekleri olan
Ve bir nehir karanlık ağaçlar boyu?
Nerede bıraktım anahtarlarımı?

Herkes “Günaydın!” diyor bana
Yarı giyinik dolanıyorum ortalıkta;
Kimisi diz çöküyor
Kimisi elini uzatıyor bana.

Soruyorum “Adım ne benim?”
Bakıyorum çıplak ayaklarıma ;
Bir fiçının gölgesinde
Işıldıyor çamurdan bir kan göleti.

Kitap veriyor bana çobanın biri,
Kendimi bir pencerede görüyorum;
Sakalım koyvermiş kendini.
-Önlüğüm neyle dolu?

Kimdir bu meydanda toplananlar?
Ben olmalıyım bekledikleri;
Ben, onlara dizeler okuyan
Ayrılırken gülüyorlar.

Bir kıyafet biçiyor piskopos bana,
Çalgılar kesiyor nağmeyi
Eve dönmek isterdim
Ama bilmiyorum arka sokakları.

Bir sevdiğim olsaydı beni öpen...
Ne iş tutardım o zaman?
Kapanıyor işte kapılar:
Kim biliyor konak yerini?

Bir gazete parçasında
Titriyor fotoğrafım;
Meydandaki ağaçlar
Sallanıp uğurluyorlar beni.

Neler söyleniyor radyoda?
Açım, üşüyorum, korkuyorum.
Bir saat alacağım ona
Kutsal Gününe baksın diye.

Gidiyorum Font Vella’ya.
Bankları kaldırmışlar ortalıktan;
İşte görüyorum şeytanı
Köşede bekleyen.

Translated by Ozan Ozhan