Tugrul Tanyol

турецкий

Yaşar Avunç

французский

İHANET PERİSİNİN SOĞUK SARAYI

ayaklarını soğuk suya değdiriyor
suyun içinden kendisine bakan kendisini seviyor
hızla koştuğu kayalıklardan
bir martı uçuyor
içine doğan yoldan bir atlı ona yaklaşıyor
atın soluğunu yanaklarında duyuyor
yanaklarından göğüsuçlarına düşen bir ter damlasında
atın koştuğu bütün kıtalardaki nal izlerini görüyor
ve karnının gerilen derisinde
bitmek tükenmek bilmeyen tamtamların uğultusunu

ayaklarının değdiği soğuk sulardan
bir sevgi halkası yaratıp ötelere fırlatıyor
ve o halkalara yakalanan erkeklerin
gözlerini kör eden ışıktan bir ejder şekilleniyor
beklemek için o tutsak ruhları

o tutsak ruhların ormanında
kaç ağaç kurtuluş olabilirdi?
dalların keskin uçlarında
kurusun diye güneşe doğru kalpler
ve serçelerin dik gagalarıyla
oyup çıkardıkları boşluklarda
olmayan gözleriyle geçmişe bakan nice adam
şimdi ihanet perisinin soğuk sarayını bekliyor

o ayaklarına bir değip bir değmeyen sularla oynuyor
o suyun dağılan berraklığındaki gülüşüne bakıyor
kış yaraların üstüne buzdan saraylar dikiyor
ve yara buzun içinde sonsuza dek kanıyor,
ihanet perisinin soğuk sarayında
kadın adını buluyor
ve erkek taşa dönüşüyor

© Tugrul Tanyol
Аудиопроизводство: EDISIAM / T.Tanyol 2004

LE PALAIS FROID DE LA NYMPHE INFIDÈLE

Elle touche de son pied les eaux froides
elle aime la réflexion de son visage qui la regarde
une mouette s’envole
des rochers où elle court
et de la route qu’elle imagine
un cavalier se rapproche d’elle
Elle sent le souffle du cheval sur ses joues
et dans une seule goutte de sueur
tombant de ses joues sur ses seines
elle voit les traces du cheval sur
tous les continents qu’il parcourut
Et sur son ventre tendu
elle entend le battement interminable des tamtams

Des eaux touchant à ses pieds
Elle invente un cercle d’amour et jette au loin
et de la lumière qui aveugle les hommes chassés par ces cercles
un dragon prend forme
pour attendre ces âmes captives

Dans cette forêt des âmes captives
combien d’arbres pourraient s’échapper ?
Au bout des branches déchirantes
des cœurs mis au soleil pour se dessécher,
combien d’hommes aveugles qui regardent le passé
des orbites de leurs yeux
vidés par les becs tranchants des moineaux
maintenant attendent le palais froid de la nymphe infidèle

Elle joue avec les eaux qui effleurent ses pieds
elle regarde son sourire dans la limpidité éparpillant de l’eau
l’hiver construit des palais de glace sur les blessures
et la blessure saigne infiniment dans la glace
Dans le palais froid de la nymphe infidèle
La femme trouve son nom
Et l’homme se change en pierre

Traduit par le poète

Traduit par: Avunç, Yaşar