Kevser Canbolat 
Translator

on Lyrikline: 1 poems translated

from: holandês to: turco

Original

Translation

ENVOI

holandês | Hugo Claus

Mijn verzen staan nog wat te gapen.
Ik word dit nooit gewoon. Zij hebben hier lang
genoeg gewoond.
Genoeg. Ik stuur ze 't huis uit. ik wil niet wachten
tot hun tenen koud zijn.
Ongehinderd door hun onhelder misbaar  
wil ik het gegons van de zon horen
of dat van mijn hart, die verraderlijke spons die verhardt.

Mijn verzen neuken niet klassiek,
zij brabbelen ordinair of brallen al te nobel.
In de winter springen hun lippen,
in de lente liggen zij plat bij de eerste warmte,  
zij verzieken mijn zomer
en in de herfst ruiken zij naar vrouwen.

Genoeg. Nog twaalf regels lang op dit blad  
hou ik ze de hand boven het hoofd
en dan krijgen zij een schop in hun gat.
Ga elders drammen, rijmen van een cent,
elders beven voor twaalf lezers
en een snurkende recensent.

Ga nu, verzen, op jullie lichte voeten,  
jullie hebben niet hard getrapt op de oude aarde
waar de graven lachen als zij hun gasten zien,  
het ene lijk gestapeld op het andere.
Ga nu en wankel naar haar
die ik niet ken.

© De Bezige Bij & Hugo Claus
from: Gedichten 1948-1993
Amsterdam: De Bezige Bij, 1994
Audio production: Het Beschrijf, 2004

DUYURU

turco

Şiirlerim hala bön bön bakınıp duruyorlar.
Alışmayacağım buna hiçbir zaman. Burada yaşadıkları
yeter artık.
Yeter.  Kovacağım evden gitsinler. Ayak parmakları buz
kesinceye kadar beklemek istemiyorum.
Rahatsız edilmeden karma karışık gürültülerinden
duymak istiyorum gümbürtüsünü güneşin
ya da kalbimin, şu taşlaşmaya yüz tutmuş kalleş sünger hani.

Şiirlerim klasik bir düzme bilmez,
ya bayağı lakırdılar eder ya da züppelik yaparlar.
Kışın dudakları çatlar,
baharın ilk sıcağında sere serpe yatarlar,
yazımı berbat ederler
sonbaharda ise kadın gibi kokarlar.

Yeter. Bu sayfanın on iki satırında daha
arkalarını toplayacağım
ve tekmeyi vuracağım sonunda.
Gidin başka yere yamanın, beş paralık dizeler,
başka yerde titreyin on iki kişilik okur
ve horlayan bir eleştirmen huzurunda.

Haydi, gidin artık hafif adımlı şiirler,
ziyaretçisini görünce gülen mezarlarla dolu,
cesetlerin birbiri üzerine dizildiği
bu yaşlı dünyada ağır basmasını bilemediniz.
Haydi, gidin artık yalpalayarak
tanımadığım o kadına doğru.

Translated into Turkish by Kevser Canbolat,
under the authority of the Flemish Literature Fund.