Reha Yünlüel
hobisiz, fobisiz, bobisiz bir hayattan enstantaneler
hobisiz, fobisiz, bobisiz bir hayattan enstantaneler
fobisi olmaz işçi sınıfının
karanlıktan korkmaz, böcekten,
kandan ve çalışmaktan
ışıktan, sudan ve hastalıktan
çalıştıkları makineleri
bir vidayı kilitleyen somun gibi
tamamlar onlar, âlet-edevâtı
bir maddenin derinliğini doldururlar
var güçleriyle içlerini boşaltarak
madde maddedirler, gıdım gıdım, asker,
ekmeği aslanın ağzından
dişini sökercesine alıverirler
boş zamanları yoktur, boşa harcayacakları
çarçur edecekleri bir hayatları, yoktur
çok üzülecek ve çok sevinecek zamanları
yoktur, yokturoğluyoktur, depresyonları,
katakullileri, kıyak konusu olabilecek şeyleri,
gece hayatları yoktur onların,
işleri değilse eğer geceleri;
taksiye binmezler, gündüz ya da gece tarifesi
ayrı bir mânâ, hovardalık yapmazlar, ayrı bir mânâ
modayla aralarında açık fark, mânâ, fink atmazlar
istatistiklere bir işleri varsa ya da yoksa diye geçerler
işi olmayanlar da girebilir çünkü
elini kolunu sallaya sallaya istatistiklere,
mânâdan mânâya sıçrayıp;
en çok da seçimlerde hatırlanırlar
-bir oy bir oydur, bir oy bir oy; oy oy oy!-
şişmanlamazlar, gıdıları yoktur
fazla eşyâsı olmaz onların, hiç mülkleri, ayrı bir
adâlete derin inançları, allah baba’ya kesin, ayrı
fazla olmaz karılarına ve çocuklarına inançları, bir mânâ
toplu taşıma araçlarının o sessiz müdâvimleri
küçük kulübelerde yaşarlar yasalsa durumları
-salsa ya da değilse çoğun gecekondularda
ve minnâcık apartman dairelerinde
çemberini sarmalayan bir döngüye kirâcı
ya da kendilerine tahsîs edilmiş
minyon metrekarelerde ismine sosyal konut denilen
klostrofobiden uzak
göze bakmazlar, batmazlar
işten kaçmazlar, kaçamazlar
açlık, soğuk ve sefâlet
devlet: babadır, anadır, herşeydir; yâni hiç
işçileri üvey evlât bile değil
besleme hiç
zengin mutfağında
bahçıvan ya da aşçı hiç
sevilip sevilmemekten uzak
olup olmamaktan
olmalarıyla ölmeleri birdir
çoktur çünkü onlardan
görünen görünmez onlardan
konusuzdurlar, sıfatsız, zamirsiz
ve bilfiil fiilsiz, yan cümleleri yoktur
yan bakan cümleleri, kafaya takan, takılan
gramerleri bozuktur, ağızları bozuk, kafaları
ama dilenmez işçi sınıfı
çalışır ve yakınmaz aslâ çalışmaktan
ve kanâat getirmekten
kıt kanâat yaşamaktan
habire tabandan tavana
kanat çırpmaktan
tüyleri parlak değildir
etleri leziz
kanları saf
değildir de değildir de ne değildir
ne uzalır ne kısalırlar
ne de artar eksilir
tüm işleri güçleri iştir
bu sınıf koliktir
hobisiz, fobisiz, bobisiz
kahve arkadaşlarıyla tavla oynarlar
-hepimiz, hepiniz gibi-
pişpirik, pişti, papaz kaçtı,
- hepimiz, hepiniz gibi -
dördüncüyü bulurlarsa okeye dönerler
- topumuz, topunuz gibi -
ölmez de emekli olabilirlerse
asgarî ücretin asgarîsinde beklerler
-kendileri gibi, kendileri gibi-
örgütlenirlerse sınıflarını geçerler
örgütlenmezlerse aynı sınıfa tâlim
-yâ Rabbi şükür, yâ Rabbi şükür-
emekli maaşını alabilmek için paramatik kuyruğunda
borcu ödenmemiş bir hastâne odasında,
kâh kahvede kâh televizyonlarının önünde
ya da saçma sapan bir kazâda
bir gün canlarını verirler
ecelleri kısadır onların, ecelleri acemi
ecelleri « bir varmış, bir yokmuş »
ecelleri ecellerine susamış
ardlarından başsağlığı ilânları yayınlanmaz
hatırlanmaları için ne bir sebep vardır
ne de bir vesîle
işsizliklerinde
ya kendileri olurlar ya alkolik
yahut da bir serseri mayın
kendilerine çarpıp
kendilerinde patlarlar
sararmayan bir sendikayla sınıf olup
sarı bir sendikayla ya da sendikasız
ipince bir ipişçi kalırlar
kalakalırlar
bobisiz bir modernliğe
karabaş karabaş
bakakalırlar.