So Early in the Morning

It pains me to see an old woman fret over
A few small coins outside a grocery store –
How swiftly I forget her as my own grief
Finds me again – a friend at death’s door
And the memory of the night we spent together.

I had so much love in my heart afterward,
I could have run into the street naked
Confident anyone I met would understand
My madness and my need to tell them
About life being both cruel and beautiful,

But I did not – despite the overwhelming evidence:
A crow bent over a dead squirrel in the road,
The lilac bushes flowering in some yard,
And the sight of a dog free from his chain
Searching through a neighbor’s trash can.

© Charles Simic
De: The Lunatic
New York: Ecco, 2015

Sabahın Çok Erken Bir Saatinde

İçimi acıtıyor bir bakkalın dışında birkaç bozuk para için
Bekleyen üzgün bir yaşlı kadın görmek –
Ne çabuk unutuyorum onu kendi derdim
Yine bulurken beni – ölümün eşiğindeki bir arkadaş
Ve birlikte geçirdiğimiz gecenin anısı.

Kalbimde çok sevgim vardı sonra
Kendimi çıplak atabilirdim sokağa,
Karşılaştığım herhangi birinin çılgınlığımı ve
Onlara hayatın hem acımasız hem güzel olduğunu
Söyleme ihtiyacımı anlayacağından emin bir biçimde,

Ama yapmadım – karşı konulmaz kanıtlara rağmen:
Yolda ölü bir sincabın üzerine eğilmiş bir karga,
Bir bahçede çiçek açan leylaklar,
Ve bir komşunun çöp kutusunu karıştıran
Zincirinden kurtulmuş bir köpeğin görünüşü.

Çeviren: Baki Yiğit