iš vyno istorijos

brendau lėtai
užraugtas iš gerų uogų ne vynuogių
iš vietinio genetinio fondo
iš daržų kuriuose kadaise
paties tamerlano arklys patręšė žemę
šaltai laikė per arti lango
prisižiūrėjau gyvenimo
išmokau keisti spalvą net naktį
niekas negalėjo pasakyti ar jau
tėvas perliedavo retai
turėjau daug laiko
fermentuotis savose sultyse
kartais iki rūgštumo akyse
taip ir nesubrendau
vis dar pūkščiu vis iššoka paviršiun
didelis oro burbulas
pačiam baisu kad nenueičiau actu
ką pasakysiu paskutiniojo šėlsmo dieną
kai ateis dionisas ir paklaus kas esi

© Vaga
De: iš neparašytų istorijų
Vilnius: Vaga, 2002
Producción de Audio: Books from Lithuania

asmanın tarihçesinden

yavaşça olgunlaştım
dolgun kirazların soyundan geliyorum üzümlerden değil
yerli bir harmandan
bahçelerden
timurun atının toprağı dövdüğü
soğuk aldım pencereye çok yakındım
yeterince yaşam gördüm
öğrendim renk değiştirmeyi gecede bile
hiç kimse söyleyemedi yaşlanıp yaşlanmadığımı
tanrı nadiren azarladı beni
zamanım vardı
kendi suyumda mayalanmaya
zaman zaman mayhoşlaşmaya
bu yüzden olgunlaşamadım
hala köpük hala hava kabarcıkları
yüzeyi sıyırmakta
korkarım sirkeleşeceğim
ne diyeceğim son içki alemi günü
dionysus geldiğinde ve kimsin sen diye sorduğunda

translated from the English into Turkish by Cigdem Sirkeci