Efe Duyan
Oyuncak Şimşeklerim ve Ben
Oyuncak Şimşeklerim ve Ben
Olmaz olur mu cancağızım
Benim de küçücük yalanlarım var
Bozuk paralar gibi cebimde
Ve tabii biraz daha büyükleri.
Şehrinde büyük yalanlarla büyük hayallerin
Baştan anlaşalım: Herkesin İstanbul’u kendine.
Benimki birkaç kadının
-isim vermek olmaz-
Diğer şehirlerden fırlattıklarıyla dolu.
Herkesin günleri kendine cancağızım
Herkesin ölümü gibi yaşayıverdiği de:
Ve Surdibi’nde kaldırımlar
Gözlerime diktiği gözleriyse evsiz bir adamın,
Sen bir tanrı gibi burnu havada ve zavallı
Tebdil-i kıyafet kolaçan et yeryüzünü.
Bak onun İstanbul'una,
Ama dokunamazsın, sadece bak
Pespaye melekler gibi
Sıra sıra yeni hükümler çıkar
Paltosunun içinde onun İstanbul’u, -yasakla mesela bunu-
Kundurada saklı bir kaç kaat para, -bunu bağışlayıver-
Ayasofya’yı duymuş, -ona mimarinin inceliklerini anlat bakalım-
Oysa oyuncak şimşeklerin ve sen
Sen ancak tarihe havale etmeyi bilirsin gördüklerini
Sen gördüklerinden ölümüne korkmayı
Ağaca dayanıp doksan dokuza kadar saymayı ancak
Bak umutla falan alâkası yok adamın
Bu şehri hepimizden çok seviyor ama
Az sonra yüzüne vuracak güneş
Hadi gülümse, belki gülümser sana
Ama bunu bile bilmiyorsun değil mi
Bir bulut kapıyor güneşi
Şimdi kim kime acıyacak?