Kaan Koç
Jane
Jane
el ele bir devrime katılsaydık, bir kurtuluş örgütüne mesela
bilirim ön safta sen dururdun göğsünü bende unutarak
ya da aynı şarkıyı söylerken onbinler kadıköy'de
yumruğunla bir kalbi bile kıramazdın
ayıplama sakın babamdan korkarım diye
devlet demedim çünkü hiçbir sevginin adına
sığınmamak'çin de şimdi sana
gel diyorum, kavgaya gidelim
ama değil duvarında bağlama asılı suratlara
değil, içki kokan elleriyle bir konso masada dönerken
-yahu deniz de ne derindi bizi bile yüceltti
-durun, düşmüyoruz
kaybediş senfonisi jane,
öğren ki tek sesli bir nakarat
gülerken yüzüne bakmayı düşün
yüzüne aynada üç vakitten fazla bu adam
bunca uzaktan
nasıl uzanacak!
ayaklanıp bir kürt devleti kurabilirdik
iran'ı getirip taksim meydanında bir çeçen dansı
fahişeler de anne olabilsin diye
seninle sarılarak hepsine;
allah babamızdır devlet babamızdır
bütün biraları denemeyen insan dünyada
yapayalnızdır!
meksika'dan kendime jane,
iki karton sigara getiriyorum
bir de kurşun atılmış bir kız bacağı