Cigdem Sirkeci
Übersetzer:in
auf Lyrikline: 4 Gedichte übersetzt
aus: englisch, chinesisch, isländisch, litauisch nach: türkisch
Original
Übersetzung
Allen Ginsberg dying
englisch | Lawrence Ferlinghetti
Allen Ginsberg is dying
It's in all the papers
It's on the evening news
A great poet is dying
But his voice
won't die
His voice is on the land
In Lower Manhattan
in his own bed
he is dying
There is nothing
to do about it
He is dying the death that everyone dies
He is dying the death of the poet
He has a telephone in his hand
and he calls everyone
from his bed in Lower Manhattan
All around the world
late at night
the telephone is ringing
This is Allen
the voice says
Allen Ginsberg calling
How many times have they heard it
over the long great years
He doesn't have to say Ginsberg
All around the world
in the world of poets
there is only one Allen
I wanted to tell you he says
He tells them what's happening
what's coming down
on him
Death the dark lover
going down on him
His voice goes by satellite
over the land
over the Sea of Japan
where he once stood naked
trident in hand
like a young Neptune
a young man with black beard
standing on a stone beach
It is hightide and the seabirds cry
The waves break over him now
and the seabirds cry
on the San Francisco waterfront
There is a high wind
There are great whitecaps
lashing the Embarcadero
Allen is on the telephone
His voice is on the waves
I am reading Greek poetry
The sea is in it
Horses weep in it
The horses of Achilles
weep in it
here by the sea
in San Francisco
where the waves weep
They make a sibilant sound
a sibylline sound
Allen
they whisper
Allen
unveröffentlichtes Manuskript,
Audio production: 2004 M.Mechner / Literaturwerkstatt Berlin
Allen Ginsberg Ölüyor
türkisch
Allen Ginsberg ölüyor
Bundan söz ediyor bütün gazeteler
Bütün akşam haberleri
Büyük bir şair ölüyor
Fakat O’nun sesi
asla ölmeyecek
O ses ki tüm ülkenin üzerinde
Aşağı Manhattan’da
yatağında
ölüyor
Yapılabilecek hiçbir şey yok
Ansızın ölecek herkes gibi
Bir şairin yokoluşu ansızın
Elinde telefon
herkesi arıyor
Aşağı Manhattan’da yatağında
Dünyanın her köşesinde
gecenin geç saatinde
telefon çalıyor
Ben Allen
diyor bu ses
Allen Ginsberg
kaç kez duydular bu sesi
O uzun muhteşem yıllar boyunca
Ginsberg demesine gerek yoktu
bütün dünyada
şairler dünyasında
sadece bir Allen vardı
O’nun söylediklerini anlatmak isterdim
O, neler olup bittiğini anlatır
canını neyin sıktığını
ölüm karanlık sevgili
O’nun üzerine kapanıyor
sesi uyduyla yayılıyor
tüm ülkeye
yayılıyor Japon Denizi’nin üzerine
genç bir Neptün gibi
elinde mızrakla
çıplak durduğu yere
siyah sakallı bir genç adam
duruyor taşlık bir sahilde
yüksek, yalçın
ve deniz kuşları bağırıyor
dalgalar O’na örtüyor şimdi
ve deniz kuşları çığlık atıyor
San Francisco kıyılarında
kuvvetli bir rüzgar
Embarcadero’yu sarsan
Allen telefonda
sesi dalgalarla geliyor
Yunan şiiri okuyorum
Denizden söz eden
ağlayan atlardan
Aşil’in atları ağlıyor
burada deniz kıyısında
San Francisco’da
dalgaların ağladığı
ıslıklı bir sesle
kehanette bulunan bir ses
Allen
diye fısıldıyorlar
Allen
拉姆安拉*
chinesisch | BEI Dao
在拉姆安拉
古人在星空對奕
殘局忽明忽暗
那被鐘關住的鳥
跳出來報時
在拉姆安拉
太陽象老頭翻牆
穿過农贸市場
在生鏽的銅盤上
照亮了自己
在拉姆安拉
諸神從瓦罐飲水
弓向獨弦問路
一個少年到天邊
去繼承大海
在拉姆安拉
死亡沿正午播種
在我窗前開花
抗拒中樹得颶風
那狂暴原形
*拉姆安拉(Ramallah)﹐巴勒斯坦在西岸的首府。
Audio production: 2004 M.Mechner / literaturWERKstatt berlin
Ramallah
türkisch
Ramallah’da
atalar yıldızlı gökyüzünde satranç oynar
son oyun göz kırpar
bir kuş bir saate hapsolmuş
zamanı söylemek için dışarı zıplar
Ramallah’da
güneş duvarın üzerinden yükseliyor yaşlı bir adam gibi
ve bit pazarından geçip gidiyor
yansımasını savurarak
paslı bakır bir tabak üzerine
Ramallah’da
tanrılar toprak çömleklerden su içer
ok yaydan yön sorar
bir çocuk okyanusu miras almak için yola koyulur
gökyüzünün ucundan
Ramallah’da
tohumlar öğle güneşinde ekildi
ölü çiçekler penceremin dışında
direniyor, bir ağaç kasırga
şiddetinin şeklini alırken
[ástarljóð]
isländisch | Sjón
(ástarljóð)
á milli okkar
vegir
þaðan hingað
þangað héðan
*
silkistálglerolíahálmur
sameinaokkur
*
ég - þú
*
frá brjósti þínu
að lófa mínum
að lófa þínum
frá brjósti mínu
*
þú og ég
*
silkiégstál
þúglerég
olíaþúhálmur
*
eitraður regnbogi!
eitraður regnbogi!
*
við eftir rauða strikinu
við yfir bláu línuna
hjartað hjartað hjartað
mitt þitt
á milli okkar
(ástarljóð)
aus: ég man ekki eitthvað um skýin
Reykjavík : Mal og Menning, 1991
Audio production: 2000 M. Mechner, literaturWERKstatt berlin
[aşk şiiri]
türkisch
aramızda
yollar
buradan oraya
oradan buraya
*
ipekçelikcamgazsaman
birleştirir bizi
*
ben – sen
*
senin kalbinden
benim avucuma
senin avucuna
benim kalbimden
*
sen ve ben
*
ipekbençelik
sencamben
gazsensaman
*
zehirli gökkuşağı!
zehirli gökkuşağı!
*
biz kırmızı çizgi boyunca
biz mavi hat boyunca
bir kalp bir kalp bir kalp
benimkiseninki
ikimizin arasında
iš vyno istorijos
litauisch | Eugenijus Ališanka
brendau lėtai
užraugtas iš gerų uogų ne vynuogių
iš vietinio genetinio fondo
iš daržų kuriuose kadaise
paties tamerlano arklys patręšė žemę
šaltai laikė per arti lango
prisižiūrėjau gyvenimo
išmokau keisti spalvą net naktį
niekas negalėjo pasakyti ar jau
tėvas perliedavo retai
turėjau daug laiko
fermentuotis savose sultyse
kartais iki rūgštumo akyse
taip ir nesubrendau
vis dar pūkščiu vis iššoka paviršiun
didelis oro burbulas
pačiam baisu kad nenueičiau actu
ką pasakysiu paskutiniojo šėlsmo dieną
kai ateis dionisas ir paklaus kas esi
aus: iš neparašytų istorijų
Vilnius: Vaga, 2002
Audio production: Books from Lithuania
asmanın tarihçesinden
türkisch
yavaşça olgunlaştım
dolgun kirazların soyundan geliyorum üzümlerden değil
yerli bir harmandan
bahçelerden
timurun atının toprağı dövdüğü
soğuk aldım pencereye çok yakındım
yeterince yaşam gördüm
öğrendim renk değiştirmeyi gecede bile
hiç kimse söyleyemedi yaşlanıp yaşlanmadığımı
tanrı nadiren azarladı beni
zamanım vardı
kendi suyumda mayalanmaya
zaman zaman mayhoşlaşmaya
bu yüzden olgunlaşamadım
hala köpük hala hava kabarcıkları
yüzeyi sıyırmakta
korkarım sirkeleşeceğim
ne diyeceğim son içki alemi günü
dionysus geldiğinde ve kimsin sen diye sorduğunda