Ataol Behramoğlu 
Übersetzer:in

auf Lyrikline: 3 Gedichte übersetzt

aus: lettisch nach: türkisch

Original

Übersetzung

Bezpiederīgie (2.)

lettisch | Liāna Langa

Čaukst skaidras nakts nosaldētās lapas starp pirkstiem. Krauķis sper soli tuvāk dubļu krāsā nopervētajam krustam. Mests pret lēta granīta plāksni, balts olis
     tavu
atbalsi izsauc. Lietas te noris daudz ātrāk nekā tirgū, mīlošo jūsmā un politikā.
Atbalss ir līdzīga skaņai, kad laši nārsto, nosūbējušām mugurām beržoties,
     tikai
tā dzirdamāka. Bet viens baložtēviņš triec knābi otram tēviņam tieši sirdī.

Kapu kopēja Vallija smaržo pēc vodkas un paranormālas dzīves zem lapu
     gubām.
Ņem viņa naudu ar lillā rokām, bet šķiet, ka ar nodzeltējuša krīta lūpām.
Debesīs mākoņi kunkuļos saveļas gluži kā lētas viesnīcas spilvenā sintētika.
Kapličas atslēga piekaramā Baltijas vējā šķind kā turīga cilvēka maks,
nu mēs baranku caurumus baudīsim, lapu kapeikas joņo ap krustiem kā
     negudras.

Aizsaulijā, kur piepildījumam ierāda vietu ar lāpstas kātu, smilšu sauju un
     šņukstu,
laiks rok līdz kaulu kaulam, un atmet viņš to, ko reiz skūpstot
ziedojām eņģeļiem. Melnsveces tūjas pakājē tagad tie pārakmeņoti.
Nejaudā sērot, top modri. Pārāk taustāma pēkšņi ir nebūtība, kura tā var
     satuvināt.
Mana mute ir sāļu oļu pilna, kad savu vārdu pūlos tev atgādināt.

© Liāna Langa
aus: Antenu burtnīca
Rīga: Neputns, 2006
ISBN: 9984-729-78-8
Audio production: Latvijas Literatūras centrs

Kimsesizler

türkisch

Hışırdar soğuk bir gecenin dondurduğu yapraklar parmaklarımın arasında. Ekin kargası bir adım daha yaklaşır

çamur rengine boyanmış haça. Ucuz granıtten yontulmuş levhaya atılan beyaz, yuvarlak taş

senin yankını uyandırır. Burada işler, çarşı pazarda, aşk heyecanında, siyasette olduğundan daha hızlı gerçekleşiyor.

Senin yankın som balıklarının paslı sırtlarıyla sürtüşerek yumurtlama sesine benziyor, sadece

daha işitilebilir. Fakat bir erkek güvercin gagasını öteki erkek güvercinin yüreğine batırmakta.

Mezar bakıcısı Valliya hem votka, hem yaprak yığınları altındaki olağan benzeri yaşam kokar.

Parayı morarmış elleriyle alır, sararmış tebeşir gibi dudaklarıyla alıyormuş gibi.

Gökte bulutlar ucuz bir otelin sentetik yastıkları gibi keçeleşir.

Şapelin asma kilidi varlıklı bir adamın kesesi gibi tıngırdar Baltık rüzgârında,

Simit deliklerinden haz duymanın vakti, yaprak kopikleri uçuşur delirmişçesine haçların çevresinde.

Bir kürek sapı, bir avuç kum ve bir hıçkırıkla yerlerin gösterildiği yeraltı dünyasında

zaman kazmaktadır kemiklerin kemiklerini ve fırlatır bize bir zaman öperek meleklere kurban verdiklerimizi.

Bir mazı ağacının siyah mumunun dibinde onlar taşlaşmıştır şimdi.

Güçleri yok yas tutmaya, tetik. Hiçlık elle tutulurcasına yakın.

Adımı sana anımsatmaya çalıştığımda ağzım tuzlu çakıllarla dolu.

çeviri: Uldis Bērziņš, Ataol Behramoğlu. Uğursuz 13'ler. Stambula: Komsu, 2007

Bezpiederīgie (4.)

lettisch | Liāna Langa

Nāc, dzīves ziema! Palodzes stūrī zīlīte knābā speķi,
kas baltāks par pilsētas sniegu. Citondzeltenu staru dūdas,
strēgstot koku zaros, atskaņo sēru maršus. Skrejoši mākoņi
debesīm pielīp kā slimnieka mutei cepuma drupatas. Mīlas izdedžu
kraukšķīgie kukaiņi rāpo pa vēstuli, kuru, iespējams, rakstījis
Dievs. A4 formāta lapai pāri skrien ideāls rokraksts, vārdu
ķēdes bez atmiņas. Tās pamazām sakarst no vēstuli lasošā
gūstekņa ķermeņa siltuma. Viņš sasaistīts burto, un nesaprot tajā
ne vārda, tik klausās un klausās važu bezskaņas žvadzoņā.

Nāc, dzīves ziema! Kad zīlīte aizspurgs no skatiena mājām
un aukstums būs tāds, ka vārdi lāstekās sasals un lielāki kļūs
par vārdu mamma, saldās, prasīgās mutēs, kad vēstule ieputināsies
bezgala sniegā un gulēsim uzsprāguši un kaili šās ainavas vidū
rokraksta daļa, kā burti, no kuriem austas dienas un naktis
un zīlītes speķis, tad ziema nāks gūstekni pestīt un vēl vienu reizi,
neveikli gurkstot, sacerēs ēdienu, dūmus no krematorijas skursteņa,
aplausus, motorus, darvu, maigumu, spirtu, netīras ielas, kucēnu
dvašu, ziemsvētku pastmarku krāsas, šā gada pirmo sērsnu.

© Liāna Langa
aus: Antenu burtnīca
Rīga: Neputns, 2006
ISBN: 9984-729-78-8
Audio production: Latvijas Literatūras centrs

Kimsesizler

türkisch

Hayatın kışı, gel! Pencere kıyısında bir baştankara şehirdeki kardan daha beyaz

bir yağ parçasinigagalıyor. Ağaç dalllarına takılı limon sarısı ışınların gaydaları matem marşları çalıyor.

Koşan bulutlar yapışıyor göklere bir felçlının ağzına bisküvi kırıntılarının yapışması gibi.

Aşk külünün çatırtılı böcekleri sürükleniyor üstünde bir mektubun olasıdır ki Tanrının yazdığı.

A4 boyutlarında bir kâğıt tabakasının üstünden yakışıklı bir elyazısı koşuyor, belleksiz söz zincirleri.

Ve sözcükler ısınıyorlar ansızın mektubu okuyan tutsağın

bedeninden. Tutsak, çözmeye çalısıyor sözcükleri ve başaramıyor ve dinliyor zincirlerin sessiz şıngırtısını.

Hayatın kışı, gel! Baştankara uçup gidince bakışın yuvasından

ve sözler tatlı ve obur dudaklardaki anne sözcüğünden daha çok genişleyip

donunca çatı buzlarının içinde ve mektup kaplanınca sonsuz karlarla ve biz

yatmaktayken infilak etmiş ve çırılçıplak bu manzarnanın ortasında

bir parçası gibi bu yazının, ve harfleri gibi onun, günlerin ve gecelerin ve baştankaranın

gagaladığı yağ diliminin örgülendiği, o zaman kış gelecek tutsağı

kurtarmaya bir kez daha, çıtırdayarak hantalca, düzenleyecek yemeği, krematoryum bacasındaki dumanı,

alkışları, motorlarıö katranıö sevecenliği, alkolü, kirli sokakları,

köpek eniklerinin soluğunu, Noel pullarının renklerini, bu yılın ilk kar tabakasını.

çeviri: Uldis Bērziņš, Ataol Behramoğlu. Uğursuz 13'ler. Stambula: Komsu, 2007

Bezpiederīgie (1.)

lettisch | Liāna Langa

Es pēkšņi atmodos no dziļa miega.
Starp krūmiem mežā mana ēna klīda.
Pie miglas trauka piekļāvuši purnus,
simttūkstoš gadi valgmi kāri zīda.


Kā liela, slapja zaļās tējas lapa
man acīs debess iepeldēja, šaurums
to nebiedēja. Zvaigžņu kuģi
pie manis pieglaudās, pie vraka.


Es nezināju, ko man zvēri teiks,
un nesapratu, kādēļ viesi klusē.
Es biju tava atslēga, jauns vīns,
ko dievbijīgie melnās mucās spundē.


Kad tumsa transā dvesmoja un šķīda,
man vaibstos metot atblāzmas no citām,
vēl citām pagājībām, citām dzīvēm,
tad manī liela daļa manis mira.


Es pēkšņi atmodos no dziļa miega,
man sejā tavi krusas graudi koda.
Kāds pūces valodā man blakus teica dievs,
un bija tukša, tukša tava roka.

© Liāna Langa
aus: Antenu burtnīca
Rīga: Neputns, 2006
ISBN: 9984-729-78-8
Audio production: Latvijas Literatūras centrs

Kimsesizler

türkisch

Derin bir uykudan ansızın uyandım
Gölgem bir ormanda çalılar arasında gezinmekteydi
Sis bakraçlarına daldırıp somaklarını
Yüzyıllar tamahla emiyordu doğadaki nemi
Gökyüzü, büyük ve ıslak bir çay yaprağı gibi
Girdi yüzerek dar alanına gözlerimin korkusuzca
Ve sokuldular yıldız gemileri
Bir gemi enkazı olan bana
Hayvanların bilmiyordum bana ne söyleyeceklerini'
Ve konukların neden sustuğunu
Senın anahtarındım ben, genç bir şaraptım
Müminlerin sımsıkı kapatılmış kara fıçılara soktuğu
Esrimiş bir karanlık pofurdayarak dağılırken
Ve başka, daha başka yaşamların, geçmişlerin
Günbatımı parlaklığı yüzümde yansırken
İçimde büyük bir bölümü öldü benliğimin
Derin bir uykudan uyandım ansızın
Senden yağan dolu taneleri yüzümü ısırıyordu
Yanımda biri tanrı dedi baykuş dilince
Ve boştu elin, elin bomboştu

çeviri: Uldis Bērziņš, Ataol Behramoğlu. Uğursuz 13'ler. Stambula: Komsu, 2007