Frank Keizer 
Translator

on Lyrikline: 1 poems translated

from: التركية to: الهولندية

Original

Translation

Birbirimize

التركية | Efe Duyan

doğru ucundan çekildiğinde
          kolayca açılan gemici düğümleriyle aslında
sıçrayan mikroplarla belki

bazen akoru bozulmuş bir piyanoda
      allegro ma non troppo
bazen bir uçurumun kenarından
      dibine doğru son süratle

deterjan kokan renkli çamaşır ipleriyle
     bizim mahalleden fazla uzaklaşmadan
yer değiştiren kıtalar gibi
    her yıl ufak mesafeler katederek

siyah bir ilkokul önlüğünün yaka düğmesiyle
   bak ne kadar zamandır
derilerini değiştiren iki yılan gibi
   her mevsim yeniden

bir okyanusun dibindeki
   karanlıkta merakla
sabah kahvesi gibi
   biraz da alışkanlıktan

parmağına akmış japon
   yapıştırıcısıyla sımsıkı
yoksa bir pazar sabahı
    rahatlığıyla mı

köşedeki çingenenin sümbülleri sardığı
   alüminyum folyoyla özel günlerde
bir serum hortumuyla
   acil durumlar için

hidrojen ve oksijen atomlarının
   mütevazı hareketleriyle
yeni bulunmuş bir gezegende
   yaşam olma ihtimaline şaşarak

bir terazinin
   eşit kollarıyla
ama denge falan istemediğimizi
   umursamadan

asla evcilleşmeyen
   hayvanların boynuzlarıyla
susmak bilmeyen
   cırcır böceklerinin uykusunda

bir tilkinin
   aldığı sincap kokusuyla
ve bir sincabın
   duyduğu adımlarıyla tilkinin

her an bir bomba
   patlayabilir korkusunu
kahve için süt kalmayabilir
   endişesiyle karıştırarak

bir mezar taşıyla
   mezar taşını özenle yıkayan biri gibi
ne olursa olsun

kim bilir bir devrimi karşı devrime dönüşürken
   birlikte izlediğimiz için belki

inancımızı idareli kullanıp
   susuzluktan ölmemek için

bağlanmaktan
   korkarak

derimin derine
   sürtünürken çıkardığı sesle

sabrımızda biriken laktik asiti
   güneşte kurutup

kendi tuttuğumuz
   kukla ipleriyle

birbirimize
   senle ben

© Efe Duyan
Audio production: Efe Duyan / EDISAM - Turkish Literature and Science Writers Union

Aan elkaar

الهولندية

met zeemansknopen ja, die snel kunnen worden losgemaakt
als je er op de juiste plek aan trekt
als ziektekiemen die om zich heen schieten, misschien

soms op een onzuivere piano
allegro ma non troppo
soms op volle snelheid over de rand van een klif
de afgrond in

met waslijnen in alle kleuren
zonder onze buurt te verlaten
als wegdrijvende continenten
beetje bij beetje

met de bovenste knoop van een schooluniform
kijk, hoe lang nog–
als twee vervellende slangen
elk seizoen weer

in het wonderlijke donker
van een diepe oceaan
maar ook uit gewoonte
zoals ochtendkoffie

als de geur van een konijn
in een vossensnuit
als de voetstappen van een vos
in een konijnenoor

in de angst dat er op ieder moment
een bom kan ontploffen
samen met de zorg dat er misschien niet
genoeg melk is voor de koffie

als een grafsteen
en iemand die die grafsteen zorgvuldig wast
wat er ook gebeurt

misschien wel omdat we samen een revolutie zagen
veranderen in een contrarevolutie

vasthielden aan ons geloof
dat we niet dood zouden gaan van de dorst

met de angst
gehecht te raken

met de stem van
mijn huid die tegen de jouwe schuurt

en het melkzuur droogt dat zich ophoopt
op ons geduld in de zon

met de touwtjes van de marionet
die we zelf vasthouden

aan elkaar
jij en ik

Vertaling: Frank Keizer