Onur Behramoğlu
çünkü
çünkü
şakaklarım ağrıyor rastgele dövüşmek istiyorum
alışveriş merkezlerinde mitralyöz cayırtısı
allah allah nidasıyım siperden kalkıncaki
iki elimle tokalaşıyorsam şimdilik bazısıyla
bil ki bir gün bir elim hayalarını buracak
bir elim adres bırakmadan çekip gidecektir
karnı patlamış leşlerdir beynime huruç eden
petrus şarapları kusmuklar boşalıyor sevişmelerde
yine de kapkara mümin kadınlar ve erkekler
bölüm bir: kurşuna dizilecek adamlar kurşuna dizilmeli
ellerimizde sapan cepte kuru üzümler
–ateşten giysi biçilmiş, saat mutlaka gelecektir
andolsun tan yerinin ağarma vaktine–
bunlar mı, bunlardır düşmanlarım, eğer düşmanım varsa:
kıblem olmuş duada yıpranıp yosun tutmuş sûre
bir kadın, gövdesi çırılçıplak, ruhta can çekişmeler
bunlar, bir de ben, ya da benden arta kalanlar
bölüm iki: şimdi bir koşu ilkokul üçe gidip
boyun silgini takıp kendini de silmeli
–kim verir ve sakınır
ve güzeli doğrularsa–
susma! sustukça gülmeye devam edecek dünya
kulampara kucağında aciz oğlanlar gibi
ortadan konuştuğumuz yok otobüs duraklarından yanayız
elbet anlayan vardır
tut ki bin tarifli yemeğin binbirinci hali
bölüm üç: şimdi şair ansızın vahiyler indirmeli
ve intihar etmeli yalancı peygamberler
–andolsun incire, zeytine
çakıp çakıp ateş çıkaranlara–
çünkü çağrılanlar çok ama seçilenler azdır